Dr. Fatih Anıl / dr.fatihanil@gmail.com
İstikrarlı ve güvenli bir Türkiye tüm dünya ticareti için “İpek Yolu” üzerinden yapılan ticaret de olduğu gibi son derece önemli olduğundan birçok dünya markası, bugün bölgesel operasyonlarını Türkiye üzerinden yönetiyor.
Ekonomilerde ortaya çıkan belirsizlik ve bölgesel krizler firmaları, devamlılıklarını sağlayabilmeleri için pazarlarını çeşitlendirmeye, tek bir pazara bağlı kalmamaya, riskleri dağıtmaya yönlendirmektedir. Tarihsel gelişimden de görebileceğimiz gibi Türkiye coğrafi açıdan tüm ticaret yollarının kesiştiği geçiş noktasındadır ve jeopolitik olarak önemi gün geçtikçe artmaktadır.
Uluslararası ticaret aşamasından uluslararası pazarlama aşamasına geçiş dünya ticaretinin globalleşmesinin sonucu doğal olarak gerçekleşmiştir. Uluslararası pazarlama faaliyetlerinin ilk olarak İpek Yolu ile yüzlerce yıl öncesinden başladığını görmekteyiz (Keegan, 2005). İpek Yolu (Silk Road) üzerinden doğunun özellikle Çin ve Hindistan gibi ülkelerde üretilen ürünler batı pazarlarında satılmaktaydı ve bu tarihi yol; Çin’den başlayarak, Anadolu ve Akdeniz aracılığıyla Avrupa’ya kadar uzanan dünyaca ünlü ticaret yoludur.
Sanayileşme faaliyetlerinin özellikle emek yoğun sanayi dediğimiz tekstil ve konfeksiyon ile başladığı düşünüldüğünde buradan İpek Yolu’nun önemi ortaya çıkmaktadır. İpek endüstrisi eski çağlardan beri birçok toplumun hayatında, ekonomik ve sosyal anlamda çok önemli yer tutmaktadır. Orta Çağ’da ticaret kervanları, Çin’in Xian kentinden hareket ederek Özbekistan’ın Kaşgar kentine gelir, burada ikiye ayrılan yollardan ilkini izleyerek Afganistan ovalarından Hazar Denizi’ne, diğerleri ile de Karakurum Dağları’nı aşarak İran üzerinden Anadolu’ya ulaşırlardı. Anadolu’dan deniz yolu ile veya Trakya üzerinden kara yolu ile Avrupa’ya giderlerdi. Dünyanın doğu ekseninden batıya doğru gelişen bu ticari faaliyette önceki çağlardan beri kullanılmakta olan bir yol şebekesinden yararlanılmıştır. Söz konusu yol başta değerli madenler, baharat ve ipek olmakla birlikte, küçük sanayinin gelişmesiyle porselen ve kâğıt gibi ürünlerde bu yol vasıtasıyla batı dünyasına taşınmıştır.
Orta Asya eski Sovyetler Birliği cumhuriyetlerinin bağımsızlıklarını kazanmalarından sonra, İpek Yolu’nun hem bir ticaret yolu hem de tarihsel ve kültürel değer olarak yeniden canlandırılması gündeme gelmiş, bu yol boyunca inşa edilmiş ve artık kullanılmayan yapıların yeni işlevler kazandırılarak korunmaları ve yaşatılmaları için çalışmalar başlatılmıştır. İlk uluslararası pazarlama faaliyetleri İpek Yolu üzerinden başlamış burada üründen, lojistiğe kadar uluslararası pazarlama karmasını oluşturan tüm faktörler rol almıştır. Günümüz uluslararası pazarlama uygulamaları dış ticaret bankacılık, akreditif, uluslararası pazar araştırmaları reklam gibi çok daha detaylı faktörleri içermektedir.
Uluslararası pazarlama kavramıyla birlikte pazarlamanınbilinen dört P’si olarak adlandırılan fiyat, ürün, yer ve tutundurma fonksiyonlarına ilave olarak dünyadaki jeopolitik değişime uygun şekilde yeniden yapılanmaya giren piyasa ve rekabet şartlarına uyum sağlanması açısından politikaların şekillenmesi ve yönetilebilmesi pazarlamanın beşinci P’si olarak adlandırılmaktadır. Söz konusu beşinci P pazarlamanın diğer geleneksel dört P’sine uyarlanabilmelidir (Kotler, 1986). Günümüzde uluslararası pazarlama konusunda da tarihin tekerrürü görülmektedir. İstikrarlı ve güvenli bir Türkiye tüm dünya ticareti için aynen yüzyıllar önce İpek Yolu üzerinden yapılan ticaret de olduğu gibi son derece önemli olduğundan birçok dünya markası, bölgesel operasyonlarını Türkiye üzerinden yönetmektedir.