Dr. Fatih Anıl
Tüketicilerin moral seviyesi, piyasalar açısından en önemli faktördür. Olumlu düşünce ve güven seviyesi, Tüketici Güven Endeksi olarak adlandırılan veri, yüksek seviyesini korudukça alışveriş ve yatırımlar artmaya devam edecektir.
Son aylarda yaşanan olaylar nedeniyle piyasalarda moral düşüklüğü yaşandı ve enerji zayıfladı, burada en önemli faktör insanların güven seviyesindeki gerilemedir. Üzerinde durmamız gereken en önemli konu: Türkiye ekonomisi alışveriş devam ettiği sürece sağlıklı olacaktır. Ne zamanki ticaret ve alışveriş yavaşlar, işte o zaman ekonomide ve iş âleminde sıkıntılar başlar.
Tüketicilerin moral seviyesi, piyasalar açısından en önemli faktördür. Nöroekonomi ve nöropazarlama denen kavramlar gün geçtikçe önem kazanıyor. Claremont GraduateÜniversitesi’nden Prof. Paul J. Zak nöroekonomi konusunda çalışmalar yapmaktadır. Prof. Zak’ın araştırmaları insanlarınbeynindeki satın alma düğmesinin nasıl çalıştığı üzerinde yoğunlaşmıştır. Araştırma sonuçlarına göre, insan beyninde oksitosin olarak adlandırılan hormon vasıtasıyla güven duygusuyla birlikte kişilerin olumlu kararlar vermesi sağlanıyor. Genel olarak olumlu duygulara sahip insanlar, piyasalarda alışveriş yaparak sistemin canlı kalmasını sağlıyorlar. Diğer bir deyişle piyasaların devamlılığını sağlamak için insanlarda oksitosin hormonunun salgılanmasının sağlanması gerekiyor. Tüketicileri sadık müşteri hâline getirmek için güven duygusunun devamlılığını sağlamak gerekiyor.
Tüketici güven endeksi ve tüketici talebi nöroekonomi ile açıklanabilir. Bu konuda önemli çalışmalar yapan ekonomist Paul J.Zak’ın, nöroekonominin ekonomik büyümede en önemli faktör olarak ‘güven’ konusu üzerinde yoğunlaştığını görüyoruz. Söz konusu çalışmalara göre toplumda güven ve huzur ne kadar yüksekse ekonomik faaliyet ve alışveriş o kadar fazla gerçekleşiyor. Zak’a göre kişilerin alışveriş motivasyonununharekete geçmesi bünyemizde bulunan oksitosin hormonuna bağlı, bu hormonun artışı güven ve istikrarla doğrudan bağlantılı, ülkemizde son aylarda yaşanan ortam kişiler arasında güven ve birbirine inanma konusunda tereddüde neden olduğundan tüketici güvenindeki düşüşün perakende satışlara yansıması son derece doğaldır. Bu nedenle bir an önce güven ortamı tekrardan sağlanmalı ve perakende de olası kayıpların önüne geçilmelidir.
EKONOMİNİN BÜYÜMESİ İÇİN GÜVEN ŞART
Nöroekonomi, piyasalarda ekonomik büyümenin sağlanabilmesi için en önemli faktörü ‘güven’ olarak tanımlıyor. Genel olarak toplumda olumlu düşünceler ve güven seviyesi ne kadar yüksekse ekonomik faaliyetler sürekliliğini koruyabiliyor.
Olumlu düşünce ve güven seviyesi, Tüketici Güven Endeksi olarak adlandırılan veri, yüksek seviyesini korudukça alışveriş ve yatırımlar artmaya devam edecektir. Piyasalardaki canlılık yeni yatırımlara ve istihdamın artmasına yardımcı olur iş piyasasındaki gelişme, diğer bir deyişle insanların iş bularak para kazanması moralleri artıracağından her anlamda büyümeye olumlu yansıyacaktır.
KORKU VE ENDİŞE ALIŞVERİŞİ ENGELLİYOR
Tüm olumlu gelişmeler insan beynindeki oksitosin hormonu seviyesinin arttırılmasıyla bağlantılıdır. Beyindeki oksitosinhormonu salgısı, sosyal iletişimle yakından ilişkili olduğu için içinde bulunulan çevre, endişe ve korku gibi tehditlerle kaplıysa oksitosin salgısı azalıyor.
Oksitosin hormonu, en başta toplumsal olarak olumlu haberlere yoğunlaşmak, insanlarla iletişim hâlinde olmak, sosyal ilişkileri arttırmak, arkadaş ve dostlarla daha fazla beraber olmak, bağışta bulunmak, hediye vermek, sosyal medyayı kullanmak, insanlarla sevgi dolu kucaklaşmak, insanları dinlemek, adrenalin arttırıcı faaliyetlerde bulunmak gibi aktivitelerle arttırılabiliyor. Burada bir diğer önemli unsur toplumsal olarak sevgi ve ilişkilerde karşılıklı saygı unsuruna, uzlaşmacı ve insanlara karşı anlayışlı olmak genel olarak olumlu düşüncelerin gelişmesine katkıda bulunacaktır.