👉 Aile şirketlerinde kurumsallaşma neden tıkanıyor? Belki de patron kontrolü bırakamıyordur… Güçlü liderlik, paylaşarak büyümeyi seçenlerindir.
Aile şirketlerinde başarıyı engelleyen en kritik sorunlardan biri, patronun kontrolü bırakamamasıdır. Kurumsallaşma sürecinde bu durum, sadece şirketin büyümekten alıkoyulmasına neden olmaz, aynı zamanda gelecek kuşakların şirkete olan bağlılığını da zedeler. “Kontrolü bırakamamak” aile şirketlerinde sık görülen bir sendromdur ve bu yazıda bu hatanın nedenleri, etkileri ve çözümlerine detaylıca değineceğiz.
Patronun Kontrol Takıntısı Nereden Geliyor?
Kontrol takıntısının temelinde genellikle şirketteki ilk günlerden kalan “her şeye yetişme” alışkanlığı yatar. Patron, işe ilk başladığı yıllarda her karara kendisi imza atmış, her krizle birebir ilgilenmiştir. Ancak şirket büyüdükçe bu model işlevsiz hale gelir.
Bir yönetici her şeye müdahale ettiğinde, zamanla ekipler sorumluluk almaktan kaçınır. Güvensizlik ortamı oluşur ve özellikle ikinci kuşak, kendini sadece “taht adayı” gibi hisseder. Bu da kurumsallaşmanın önünü tıkar.
Kontrolü Bırakamamanın Etkileri
Patronun kontrolü elden bırakmamasının şirkete etkileri çok boyutludur:
- Karar alma süreçleri yavaşlar: Her şeyin patron onayından geçmesi gereken bir yapı, esnekliğini kaybeder.
- Yönetici yetişmez: Orta ve üst kademe yöneticiler karar almaya cesaret edemez.
- Gelecek kuşaklar pasifleşir: Gençler sadece izleyici olur, gelişim alanı bulamaz.
- Motivasyon düşer: Çalışanların katkısının değerli olmadığı hissedilir.
Tüm bunlar şirketin uzun vadeli büyümesini ve sürekliliğini tehdit eder.
Aile Şirketlerinde Kurumsallaşmanın Önemi
Kurumsallaşma, aile şirketlerinin geleceğe güvenle yürüyebilmesi için kritik bir süreçtir. Ancak bu süreç, patronun kontrolü bırakmasını ve yetkileri paylaşmasını gerektirir.
Kurumsallaşmanın temel unsurları şunlardır:
- Yetki devri: Patron, stratejik kararlar hariç(!), diğer alınması gereken kararları belirli seviyelerdeki profesyonellere devretmelidir.
- Sistemsel yapı: Her şeyin patron kararıyla değil, tanımlı sistemlerle yürütülmesi gerekir.
- Performansa dayalı değerlendirme: Aile üyesi olsun ya da olmasın, herkes performansa göre değerlendirilmelidir.
Patron Ne Yapmalı?
- Güvenmeyi öğrenmeli: Hatalar olacak ama bu gelişimin bir parçasıdır.
- Mentorluk rolüne geçmeli: Taktiksel işlerden çekilip, stratejik bir liderlik benimsemeli.
- Şeffaflığı artırmalı: Bilginin sadece patron etrafında dönmesi yerine, takıma yayılması sağlanmalı.
- Yöneticilere alan tanımalı: Karar alma ve hata yapma serbestliği olmadan gelişim olmaz.
Sonuç: Kontrolü Bırakmak Kaybetmek Değildir
Aile şirketlerinde kontrolü bırakmak, güçten vazgeçmek anlamına gelmez. Aksine, bu adım şirkete büyük bir ivme kazandırır. Profesyonellerin gücünü ortaya çıkararak, patronun vizyonu daha sağlam bir temele oturur.
Unutmayalım: Güvenmek, kurumsallaşmanın en önemli adımıdır.
Osman Çatak