YAVUZ ALTUN – HAPPY CENTER CEO
Türkiye’de çok üzerinde durulan pazarlardan biri de Körfez ülkeleri ile olan siyasi ve ekonomik ilişkiler. Ülkemiz, genel olarak ihracat kanallarını zaten genişletmek zorunda. Diğer Ortadoğu ülkelerinden daha liberal ve modern kültürüyle öne çıkan Bahreyn, bölgenin finans merkezi olma yolunda emin adımlarla ilerliyor.
Geçmişten günümüze dünyanın birçok bölgesi, yaptıkları projelerle bölgesinde cazibe merkezi haline gelmiştir. Son yıllara damgasını vuran bu merkezlerden biri de hiç şüphesiz Bahreyn oldu. Gelişime açık bir ülke olan Bahreyn, Ortadoğu’nun İsviçre’si olmak istiyor. Dubai gibi bir anda patlayan bir ülke olmak istemediği için yavaş ve istikrarlı adımlarla ilerliyor. 30’dan fazla takım adadan oluşan ve 750 kilometrekarelik yüzölçüme sahip bu küçük ülke, 1971’de bağımsızlığını yeniden kazandı.
Adanın sığ denizi olması nedeniyle deniz doldurularak iskan bölgeleri açılıyor, buralar yatırıma açık. Ülkenin yeni silueti bu bölgelerde ortaya çıkıyor. Sık sık ziyaret ettiğimiz, ülkenin en büyük 41 şirketini bünyesinde barındıran Mumtalakat Holding’den, Almeer Group Market’e, Türkiye Finans’tan Kuveyt Türk ve Al Baraka Bankası’nın merkez ofislerine kadar önde gelen firmaların yer aldığı modern mimariye sahip dev binalar da burayı bir çekim merkezi haline getirmiş. Karşıdan bu bölgeye bakıldığında, ABD’nin New York kentindeki meşhur gökdelenler bölgesi Manhattan’ı aratmıyor.

Bahreyn, diğer Ortadoğu ülkelerinden daha liberal ve modern kültürüyle öne çıkıyor. Birleşmiş Milletler verilerine göre Bahreyn’in nüfusu, uzun yaşam süresiyle de dikkati çekiyor. Erkeklerde ortalama ömrün 75, kadınlarda ise 78 yıl olduğu Bahreyn’de kişi başına düşen Gayri Safi Milli Hasıla, Dünya Bankası’nın son verilerine göre 57.550 dolara yaklaşıyor. Bahreyn’in demografik dağılımına bakıldığında, nüfusun yarıdan fazlasını yerli Araplar, kalan kısmını ise Araplar, İranlılar ve Batı Avrupalılar oluşturuyor.
Halen yönetimde olan Sünni El Halife ailesi, 1783 yılında Bahreyn’i Pers İmparatorluğu’nun elinden almış; ancak bu toprakları elinde tutabilmek için İngiliz himayesine sokmuştur. Mutlak monarşiyle yönetilen ülkede, 1999’dan beri Kral Hamad bin İsa El Halife liderliğindedir. Başbakanlık görevini de üstlenen Kral, üyeleri kendisi tarafından atanan Danışma Konseyi ve 4 yılda bir yapılan seçimlerle belirlenen parlamento ile ülkenin yasama organlarını oluşturur.
Ekonomisi geçmişte büyük ölçüde petrol üretimi ve rafinerisine dayanan Bahreyn’de, rezervlerin azalmasıyla birlikte yönetim ekonomik yelpazeyi genişletme yoluna gitmiştir. Gaz ve petrol üretimi, ağır sanayi, ulaştırma ve haberleşme sektörlerini hükümet kontrol ederken; bankacılık ve hafif sanayi özel sektör tarafından yürütülmektedir. Tarımın Gayri Safi Yurt İçi Hasıla’daki yeri yüzde 2’yi geçmemekle birlikte, kamu yönetimi, bankacılık, turizm, petrol ve gaz üretimi GSYİH’ya katkı sağlayan başlıca sektörlerdir.

Güçlü bir orta sınıfın varlığı, Bahreyn’deki liberal ve modern kültürün oluşmasında en büyük itici güçlerden biridir. Başkent Manama’da yoğunlaşan nüfus, bu küçük Körfez ülkesinin halkının merkeze yakın olma ve fırsatlardan en iyi şekilde faydalanma arzusunu ispatlar niteliktedir.
Geçmiş medeniyetlerin etkisini günümüze taşıyan Bahreyn’de birçok kültürel öge çeşitli müzelerde sergilenerek geçmişten günümüze projeksiyon sağlar. Arkeolojik, kültürel ve görsel güzellikler Bahreyn’i “Ortadoğu’nun İncisi” yapmaktadır. İnci üretimi burada önemli bir ekonomik kalemdir. İnci sembolü, ülkeye ait hediyelik eşyalarda sıklıkla kullanılmakta; başkentin en büyük meydanı da bu adı taşımaktadır. Dünyanın en büyük deniz suyu arıtma tesisleri de Bahreyn’dedir.
Yatırım ülkesi olması sebebiyle birçok ülkeden insanın sürekli olarak yaşadığı Bahreyn’de Hintliler ve Filipinliler’in çokluğu dikkat çekmektedir. Denize yakın bölgelerde otellerin çok olması, Bahreyn’in 25 kilometrelik bir köprüyle bağlı olduğu komşusu Suudi Arabistan’dan gelen zengin konukların ağırlanmasına yönelik ihtiyacı karşılamaktadır.
Aynı zamanda Amerikan 5. Filosu’nun da bulunduğu Körfez ülkesi Bahreyn, petrolü Avrupa’ya taşımak için geçilmesi gereken Basra Körfezi’nde stratejik bir konuma sahip olmasıyla Batı için önemini korumaktadır.
Bahreyn, birçok yatırımcı için hala vergisiz bir avantaj ülkesidir. Türk iş adamları yatırımları için bu ülkede araştırmalar yapabilir. Başkent Manama’da hizmet sektöründen inşaata kadar birçok ekonomik alanda yatırım imkanı mevcuttur.

Bahreyn’in ileriye dönük planları hızlı adımlarla ilerliyor. Kişi başına düşen milli gelir, Suudi Arabistan’dan bile fazladır. Türk müteahhitlerinin kullandığı yüksek teknoloji burada henüz yok. İngilizce yaygın. Türk iş adamlarının Bahreyn’e yatırım yapmaları yönünde tavsiyelerde bulunuyoruz.
Bahreyn, yaşanabilecek bir Ortadoğu ülkesi olarak hizmet sektörü açısından da değerlendirilebilir. İnşaat sektörü hızla büyüyor. Türk inşaat işçilerinin marka projelere imza atabilecekleri düşünülüyor. Türk restoran zincirleri de Bahreyn’de kolaylıkla müşteri bulabilir.
Yaklaşık 5 yıldır Bahreyn’de mühendislik yapan arkadaşım, Bahreyn’in yaşanılabilecek bir ülke olduğunu ve hizmet sektöründeki Türklerin bu yönüyle Bahreyn’i değerlendirmeleri gerektiğini söyledi. Hintli işçilerin istihdam edildiği inşaat sektöründe, Türk işçiler de önemli işler yapabilir. İsminin açıklanmasını uygun görmeyen bir Türk restoran zinciri sahibi ise Bahreyn’de sayısı 19’u bulacak restoran açmak için projelerini tamamlamak üzere olduğunu ifade etti.
Bahreyn, 17. yüzyıl başına kadar Portekizlilerin, daha sonra Osmanlıların egemenliğinde kaldıktan sonra I. Dünya Savaşı sonunda Birleşik Krallık’ın hâkimiyetine girmiş ve 1971 yılında bağımsızlığını ilan etmiştir. 35 kadar takımadadan oluşan Bahreyn Krallığı’nın başkenti, en büyük adada bulunan Manama’dır. Ülkenin yüzölçümü 750 km², en büyük adası ise 591 km²’dir. Halkın büyük çoğunluğu Arap olmasına rağmen, çok sayıda yabancı da yaşamaktadır. Bahreyn’in en önemli gelir kaynakları petrol, doğal gaz, bankacılık, turizm ve inci üretimidir. İnci sembolü, hediyelik eşyalarda sıkça kullanılmakta; başkentin en önemli meydanı olan İnci Meydanı, yaşanan olaylar sırasında yıkılmıştır.
Bahreyn ile güneyindeki Katar arasında, Türkiye-Yunanistan örneğinde olduğu gibi, karasularının 12 mile çıkarılması konusunda sorun yaşanmaktadır. Manama Havalimanı son derece temiz ve düzenlidir. Ana adanın kuzeyindeki küçük bir adada bulunan havalimanı, bir köprüyle Manama’ya bağlıdır. Bahreyn’e gelmek için önceden vize alınmasına gerek yoktur. Pasaport kontrolü sırasında belirlenen ücret karşılığında 15 günlük vize alınabilir.

Havalimanından çıkınca sıcak bir rüzgarla 32 derecelik bir ortama giriyorsunuz. Tüm kapalı alanlar klimalı ve çok soğuk, bu da içerisiyle dışarısı arasında ciddi bir ısı farkı yaratıyor. Manama’daki oteller, havaalanına çok yakındır. Şehir genel olarak düzenli ve temizdir. Taksiler hijyenik, sürücüler ise yardımseverdir. Kapalı alanlarda ve taksilerde sigara içilmemesi dikkat çekicidir. Rüzgar enerjisi pervaneleriyle donatılmış ikiz üçgen binalar gibi ilginç mimari yapılar vardır.
Güneş erken doğup erken batıyor; 18.00 itibarıyla hava kararır. Ülkede bir devlet üniversitesi ve çok sayıda özel üniversite bulunur. Eğitimde cinsiyet ayrımı yaygındır, sadece İngiliz okulunda karma eğitim vardır.
Aileler şehir içinde apartmanlarda, şehir dışında ise villalarda yaşar. Hizmetçileri olan aileler yaygındır. Kuzu ve tavuk eti ucuzdur. Marina Beach civarındaki yeşil alanlarda halk piknik yapmayı sever. Ulaşımda geniş yollar ve son model araçlar dikkat çeker. Trafik yoğundur. Dışarıda adres sormak zor olabilir, ama insanlar yardımcıdır. Toplu taşıma araçları yaygındır.
MANAMA’DA GEZİLECEK YERLER:
1. Deniz Kenarı:
- Büyük Cami ve Kütüphane: Görkemli ve moderndir.
- Ulusal Müze: Giriş 1 dinar. Coral Beach yakınındadır.
2. Şehir Merkezi:
- Gökdelenler ve alışveriş merkezleri ile doludur.
- Eski Souk: Renkli ve canlı bir çarşıdır.
3. A-Ali Köyü: Çömlekçiler bulunur. Yakınında Kral Mezarları vardır ama çok da etkileyici değildir.
4. Amway Island: Havaalanı yolu üzerindedir. Şık ve lüks evlerle doludur. Her villa neredeyse deniz görür.
Bahreyn Kalesi: Görülmeye değer tarihi bir yapıdır.

HAPPY CENTER ve ALMEER GROUP MARKET İŞBİRLİĞİ:
Bahreyn’de Happy Center Group olarak iş birliği yaptığımız şirketlerin başında, CEO’luğunu Abdulla Almeer’in yaptığı Almeer Group Market gelmektedir. Uzun yıllardır iletişimde olduğumuz bu firmaya, Happy Center tarafından gıda ve gıda dışı ürünler ihracatı yapılmaktadır. Ayrıca Happy, bölgede Katar, BAE, Suudi Arabistan ve 40’tan fazla ülkeye ihracat yapmaktadır.
Almeer Group Hakkında:
1905 yılında kurulan Almeer Group, merkezi Muharraq şehrinde olan Bahreyn’in en köklü ve çeşitli aile şirketlerinden biridir. En bilinen markası Al Muntazah süpermarket zinciridir. İlk şube 1984 yılında Muharraq’ta açılmıştır. Bugün Manama, Rifa’a, Sitra ve İsa Town gibi birçok bölgede 10’dan fazla şubesi bulunmaktadır.



Diğer Faaliyet Alanları:
- Al Muntazah Stationery (2013): Eğitim kurumlarına yönelik hizmet verir.
- Almeer Trading Establishment: Banyo, zemin, iç/dış mekân ürünleri sunar.
Liderlik ve Genişleme: CEO Abdulla Almeer, 2019’da göreve gelerek 3 yıllık büyüme ve modernizasyon planı başlatmıştır. Bu kapsamda halka arz hazırlıkları ve e-ticaret yatırımları yapılmaktadır.
İlişkiler Hızla Gelişiyor Ancak Yeterli Değil
Dost ve kardeş ülke Bahreyn’le ilişkilerimizin tarihi çok eskilere uzanıyor. Ülkelerimiz ve halklarımız arasındaki tarihi ve kültürel bağlardan destek alarak, ikili ilişkilerimizi ve iş birliğimizi karşılıklı çıkarlarımız doğrultusunda her alanda geliştirmek, derinleştirmek ve güçlendirmek en önemli hedefimizi oluşturuyor.
Bahreyn, son 40 yılda kat ettiği yol ve kaydettiği atılımla bölgesinde başarılı ve örnek bir istikrar ve refah modelidir. Türkiye de, hızla büyüyen ekonomisi ve gerek bölgesinde gerekse küresel ölçekte istikrar, güvenlik ve barışın sürekli kılınmasına yönelik çok boyutlu, aktif dış politikasıyla yükselen bir bölgesel ve küresel güçtür.
Her iki ülkenin özgün jeostratejik konumlarının yanı sıra, genç ve dinamik nüfusları; içinde bulundukları geniş coğrafyada kendilerine büyük fırsatlar ve imkânlar sunmaktadır. Bahreynli yetkililer, Cumhurbaşkanımızı büyük bir takdirle karşılamaktadır. Ülkelerimiz arasındaki ilişkilerin düzeyinden memnuniyet duymakla birlikte, iş birliğimizin geliştirilebileceği ve yaygınlaştırılabileceği daha birçok alan bulunduğu düşünüldüğünde, mevcut düzeyi yeterli görmüyoruz.
Önümüzdeki fırsatları ve imkânları layıkıyla değerlendirerek ilişkilerimizi ve iş birliğimizi, ülkelerimizin gerçek potansiyellerini yansıtacak daha üst düzeylere çıkarmamız gerektiğine inanıyorum.
Türkiye ile Bahreyn arasındaki karşılıklı saygı ve anlayışa dayalı siyasi ilişkilere paralel olarak, ekonomik ve ticari ilişkiler de hızla gelişiyor. Yatırımlarımızı enerji, sağlık, turizm ve lojistik sektörlerine de yayarak daha geniş bir yelpazede iş yapmanın hiç de zor olmayacağını düşünüyorum.
Siyasi istikrar içinde büyüyen ekonomisi sayesinde Bahreyn’in geniş ölçekli altyapı yatırımlarına Türk inşaat firmalarının ilgisi de günden güne artıyor. Türk şirketlerinin; otoyol, havaalanı ve liman inşaatlarından, petrol-doğalgaz ve enerji boru hatları yapımına kadar farklı alanlarda üstlendikleri ciddi projelerle, Bahreyn’in övgüye değer kalkınma hamlelerinde önemli başarılara imza atacaklarına inanıyorum.