Özel Haber :Hayreddin Turan
Grönland’dan Madagaskar’a Türk tatlısını gönderiyor
Yönetim Kurulu Başkanı Avni Ongurlar“Dünyanın her yerine en geç 2-3 iş gününde ulaşabiliyoruz. Pandemi dolayısıyla Türkiye’yi ziyaret edemeyen turistler baklava ve Türk lokumu hasretlerini giderebilmek için online siparişe yöneldi. Dünya’nın en kuzeyinde olan Grönland’dan en güneyinde olan Madagaskar’a kadar ürün gönderimlerimiz mevcut” dedi.
Dünyada birçok sektörde ses getiren Türk markaları, damak tadında da iddialı… Kebaptan baklavaya, tatlıdan dönere kadar bir çok milli ürünümüz, dünyanın dört bir yanına ulaşıyor. Tatlı sektöründe faaliyet gösteren asırlık Şekerci Hafız Mustafa da, dünyanın en kuzeyinde olan Grönland’dan en
güneyinde olan Madagaskar’a kadar ürün gönderen başarılı milli markalar arasında yer alıyor. Markanın hikâyesini Yönetim Kurulu Başkanı Avni Ongurlar’dan dinledik…
– Sayın Ongurlar, tatlılar denilince akla ilk gelen isimlerin başında Hafız Mustafa geliyor. Bu alanda Türkiye’nin en köklü firmalarından biri olan Hafız Mustafa’yı dünden bugüne anlatır mısınız?
Markamız Türkiye’nin en eski şirketlerindendir. Şekerci Hafız Mustafa, Sultan Abdülaziz Han döneminde Hacı İsmail Hakkı Bey tarafından 1864 yılında İstanbul Bahçekapı’da kurulmuş ve ardından mahdumu Hafız Mustafa tarafından devralınmış. Akide şekerinin ilk üreticilerinden olan Hacı İsmail Hakkı Bey, öncelikle Eminönü Bahçekapı’daki dükkânın bodrum katında dibek taşıyla akide şekeri yapmaya başlamış. Hafız Mustafa, babasının dükkânı işlettiği dönemde şekercilik ve tatlıcılıkla ilgilenirken bir yandan da Arpacılar Camiinde gönüllü olarak müezzinlik yaparmış. Marka isminin hikâyesi de oradan geliyor. Hafız Mustafa’nın poğaçayı bulan ve imal eden kişi olduğu da kayıtlarda mevcuttur. Her zaman üstün lezzetler sunan markamız, 1926 – 1938 yılları arasında Avrupa’da 11 adet madalya kazandı. 158 yıllık işletmemiz tarihi dokusunu ve ürün kalitesini
her zaman korumayı başardı. Ongurlar Ailesi olarak biz de Hacı İsmail Hakkı Bey’den gelen Ahilik geleneğini sürdürüyoruz.
Siz Hafız Mustafa markasını satın aldığınız 2007’den bu yana Osmanlı tatlı kültürünü tanıtma misyonunu üstlenen Avni Ongurlar ve Ailesi olarak devamettiriyorsunuz ve gittikçe hedef büyütüyorsunuz. Markayla ilgili nasıl bir strateji izliyorsunuz? Neredeyse 200 yıla yaklaşan bir geçmişi olan bir markayı yönetmek nasıl bir duygu veriyor?
Öncelikli amacımız sahip olduğumuz markayı Dünya’nın dört bir yanına yaymak.Dünyanın en iyisi olduğuna inandığımız Türk-Osmanlı tatlı kültürünü 5 kıtaya yaymak için de şubeleşmek istiyoruz. Fakat bunu yaparken marka ve ürün kalitemizi bozmamak için elimizden geleni yapıyoruz. Neredeyse 2 asırlık olan bir markayı yönetmek çok güzel bir duygu. Biz Hafız ismine layık olmaya çalışıyoruz ve bu ismi en güzel şekilde ayakta tutmaya çalışıyoruz.
Hafız Mustafa, ilk yıllardan beri İstanbul’da faaliyet gösteriyordu. Ve burada çok faalsiniz. Sizi diğer şehirlerde de görebiliyor muyuz? Böyle bir projenizdurumunda sizin şubeniz mi, yoksa franchising sistemiyle çalıştığınızpartnerleriniz mi? Franchising sistemiyle çalışan kaç mağaza var?
-Toplam 16 şube ile müşterilerimize hizmet veriyoruz. İstanbul’daki 13 şubemizin yanı sıra Antalya, Bodrum ve Dubai’de birer şubemiz bulunuyor. Yeni şube açacağımız noktalarda potansiyeli anlamak için her ticariişletme gibi biz de fizibilite çalışmaları gerçekleştiriyoruz. Bununla beraber köklü marka olmamız nedeniyle şube açacağımız noktanın yapısına da dikkat ediyoruz. Osmanlı tatlı kültürünü iyi anlatacağımız noktalarda olmaya özen gösteriyoruz. Franchising sistemi ürünlerimize uymuyor. Bütün ürünlerimiz günlük olarak üretiliyor.
-Hafız Mustafa olarak tatlı dünyasında oldukça iddialısınız. Sektördeki yerinizi anlatır mısınız? 2021 yılı sizin açınızdan nasıl geçti? Hedefinize ulaştınız mı?
-Şekerleme sektöründe birçok şirket faaliyet gösteriyor. Fakat bizim gibi köklü olanların sayısı bir elin parmaklarını geçmez. 200 yıla yaklaşan geçmişimizle sıradan bir işletme gibi sadece ticari kaygılarla hareket edemeyiz. Biz kendimizi Türk-Osmanlı tatlılarını dünyaya tanıtan bir lezzet elçisi olarak konumlandırıyoruz. Pandemiden önce mağazamıza gelen yıllık müşteri sayısı 10 milyonun üstündeydi. Bu rakamın yüzde 70’iyabancılardan oluşuyor. Onlara kültürümüzü ve mutfağımızı iyi tanıtmamız ülke turizmine de hizmet oluyor. 2021 yılı firmamız içinolumlu geçti. İstanbul Galataport’ta yeni mağazamızı açtık. Pandemi sebebiyle şubelerimizde bakım ve yenileme çalışmaları yapıldı. Yeni
projeler geliştirildi. Ayrıca en önemlisi e-ticaret bölümümüzü 2021 yılında çok aktif hale getirdik.
Türk ürünleri, bugün kalitesi ile dünyanın birçok ülkesinde tüketicilere ulaştırılıyor. Türk markaları, dünya devleri ile yarışıyor. Hafız Mustafa olarak kaç ülkeye mal gönderiyorsunuz?
Hedefimiz daima tazelik. Tazeliği korumak için ambalajlarımız, kutularımız özel olarak üretiliyor. Üretim tesisimizden yeni çıkmış gibi, mağazamızdan yeni satın alınmış gibi ürün gönderemezsek, 158 yıllık geleneğimize ihanet etmiş oluruz. Dünyanın her yerine en geç 2-3 iş gününde ulaşabiliyoruz. Pandemidolayısıyla Türkiye’yi ziyaret edemeyen turistler baklava ve Türk lokumu hasretlerini giderebilmek için online siparişe yöneldi. Geleneksel lezzetlerimize olan talep günden güne artıyor. Madagaskar’dan da, YeniZelanda’dan sipariş alıyoruz. Kültür elçiliği vizyonumuz sayesinde her gün
daha fazla emek vererek Dünya’ya Türk tatlılarını en kaliteli versiyonuyla sunmayı kendimize görev bildik. Bütün çalışmalarımız sonucunda bugün geldiğimiz noktada, Amerika’dan, Okyanusya’dan kısacası dünyanın dört bir yanından talep görüyoruz. Dünya’nın en kuzeyinde olan Grönland’dan en
güneyinde olan Madagaskar’a kadar ürün gönderimlerimiz mevcuttur.
– Yurtdışına açılma planınız devam ediyor mu? Hedef ülkeler hangileri?
Yurt dışı yatırımları her zaman çok dikkatli yürütülmesi gereken bir süreçtir. Başka bir ülkede şube açmak Türkiye’de şube açmak kadar kolay değil. Maddi zorluğun yanı sıra başka bir coğrafyada süreçlerin idaresi dezordur. Biz Dubai’de şube açarken bu süreci tecrübe ettik. Her marka ticari
olarak tüm dünyada var olmak ister. Biz de isteriz fakat ayrıca ticaretten ziyade dünyanın en iyisi olduğuna inandığımız Türk-Osmanlıtatlı kültürünü 5 kıtaya yaymak için de şubeleşmek isteriz. Katar, Londra, Uzak Doğu ve Amerika kıtası hedef pazarlarımız arasındadır. Gelecek yıllarda Hafız Mustafa 1864 markasını dünyanın birçok noktasındagöreceğiz.
– Öğrendiğimiz kadarıyla Hafız Mustafa, 1926 ve 1938 yılları arasında hamur işi, şekercilik ve tatlıcılık alanında Avrupa’dan 11 adet madalya kazandı. Sizin zamanınızda da bu ödüller devam etti. Bu konuda bilgi verir misiniz?
– Hafız Mustafa, 1926-1938 yılları arasında Avrupa’da düzenlenen yarışmalarda 11 adet madalya kazanmıştır. Bu madalyalar ilk şubemiz olan Bahçekapı şubemizde bulunmaktadır. Bizim zamanımızda aldığımız en önemli ödül, Turquality’nin Belçika’da düzenlediği 450 adet ürünün arasından 1. Seçilen ve ÜSTÜN LEZZET ÖDÜLÜ’nelayık görülen Osmanlı Saray Kadayıfımızdır.
– Son yıllarda tıp dünyası tatlıya adeta savaş açmış durumda. Birçok hastalığınkaynağını tatlıya bağlıyor ve halkın tatlılardan uzaklaşması gerektiği yönündeaçıklamalar yapıyor. Bu durum sizin üretiminizi, satışlarınızı nasıl etkiledi?
– Doğal ve kaliteli malzeme kullandığımız için bu konuyla alakalı herhangi bir sorunyaşamadık. Örneğin; gıda boyası yerine organik kök boya, şeker olarak pancardanüretilen pancar şekeri kullanıyoruz. Muhallebilerimizde ise zemzem suyukullanırız. Aksine son yıllarda pandemidönemi ile beraber insanlar tatlılarımızı daha çok tercih etmeye başladı.